Yangının Kemerköy Termik Santrali’ne sıçramasıyla birlikte, santrale ilişkin olası tehditler akıllara düştü. Bunların arasında 3 temel tehditin ön plana çıktığı söylenebilir.

Fakat, gerek bu felaketin, gerekse gelecekte yaşanabilecek orman yangınlarının önemli bir sebebinin iklim krizi ve onu tırmandıran kömür yakımı olduğu unutulmamalıdır. Türkiye 2021 orman yangınlarının en büyük sebebi hem küresel hem de bölgesel ölçekte gerçekleşen sera gazı salımı ve buna bağlı ortaya çıkan büyük sıcaklık artışları sonucu ormanların yangınlara karşı kırılganlaşmasıdır.

Termik santrale ilişkin risklerden ilki, santraldeki jeneratörün soğutulması amacıyla kullanılan hidrojenin yarattığı risk. Santral bünyesinde üretilen hidrojen bir tankta tutuluyor. Kamuoyuna da yansıyan ve sahadan edinilen bilgilere göre, hidrojen boşaltılmış ve tank su ile doldurulmuş durumda. Dolayısıyla, olası bir hidrojen patlaması riskinin önlendiği ifade ediliyor. Ayrıca yangının bu noktaya varmasını önlemek için dozerlerle hendek kazıldığı bilgisi de mevcut. Yakın yangın riskine karşılık, müdahale için itfaiye araçlarının ve arazözlerin de hazır tutulduğu ifade ediliyor.

Bir diğer risk, santralde kullanılan yakıtlardan fuel-oil’in ateş alması riski. Bölgeden gelen son bilgilere göre santralde üretim devam ediyor ve mevcut fuel-oil kullanılıyor. Bu sayede kalan fuel-oilin bir iki günde sıfırlanarak tehdit olmaktan çıkarılmasının hedeflendiği anlaşılıyor. Ama olası bir yangın sıçraması durumunda, santraldeki fuel-oil’in bir risk başlığı olduğu söylenebilir.

Üçüncü risk santraldeki ve rezerv sahasındaki kömürlerin ve santral yapılarının yanması. Bu koşulda, kömürün yanma niteliğinden ötürü patlama olması beklenmiyor. Fakat kömürün yanmasıyla, arıtılamayacak bir kükürt ve parçacık madde emisyonunun ortaya çıkacağı, zaten yangından ötürü bozulmuş hava kalitesinin daha da kötü etkileneceği kesin. Santral yapılarının yanması ise, binalardaki plastik, ahşap ve kauçuk malzemenin yanması anlamına geliyor. Yapının genelini ise çelik konstrüksiyonun oluşturduğu ifade ediliyor.

Santralin üretimde olmaya devam etmesi ise, santral çalışanları için hayati tehlikede anlamına geliyor ve büyük kaygı uyandırıyor. Dolayısıyla santralin üretimi durdurulmalı, personel tahliye edilmeli ve içerideki fuel-oil bir an önce tesisten uzaklaştırılmalıdır.

ASIL TEHDİT SANTRALİN KENDİSİ

Her ne kadar çok tartışılan bir gündem olsa da, santrale ilişkin riskler, santralin neden olduğu risklerin ve yıkımın yanında küçük kalıyor. Santral yanmasın diye çeşitli önlemler alabilirsiniz. Ormanlar cayır cayır yanarken ve havadan müdahale yokken siz uçaklar kiralayabilir, arazözleri ve itfaiye araçlarını yangın riskine karşı beklemede tutabilirsiniz. Fakat Türkiye orman yangınları tarihinde kırılma noktası olan bu iklim felaketinin önlenemediği ve gerekli önlemler alınmazsa önlenemeyeceği gerçeğini, neredeyse 10 gündür tüm ülke içimiz yanarak görmekteyiz. Bu gerçeğin asıl adı iklim krizidir ve iklim krizinin en büyük sebebi santrallerde yakılan kömürdür.

Bu santraller, yaktıkları kömür nedeniyle bulunduğu bölgelerin sıcaklıklarını büyük oranlarda artırmakta, çevrede kuraklığı tırmandırmakta ve havayı kuruttukları için ormanları da yangınlara karşı çok daha kırılgan hale getirmektedir. Yarattıkları hava kirliliği ve sera etkisi bölgeyi kavurmakta, orman yangınlarına adeta davetiye çıkarmaktadır. Termik santrallerin bu etkisi sadece bulunduğu bölgelerle sınırlı değildir. Yaydıkları kirleticiler ve saldıkları sera gazları uzun mesafeler kat edebilmektedir. Türkiye’de aktif 34 kömürlü termik santral var ve hepsinin toplam etkisi, ülkenin genelinde 2021 Türkiye Orman Yangınları gibi iklim afetleri açısından tırmandırıcı etkiye sahiptir.

BU BİR İKLİM AFETİDİR

Yaşadığımız bir iklim afetidir ve küresel ve bölgesel sıcaklık artışıyla doğrudan ilişkilidir. İklim krizinin, sıcaklık artışlarının ve kuraklıkların ise hem dünyada hem de Türkiye’de en büyük sebebi ise kömürlü termik santrallerdir. Bu yangınlar, Türkiye’nin enerji politikasında kökten bir değişikliğin gereği açısından bir alarmdır. Güncel rakamlara göre lektriğinin yaklaşık yüzde 35’ini kömür yakarak elde eden ve çok ciddi bir elektrik arzı fazlası olan Türkiye, artık bir an önce kömürden çıkışı gündemine almalıdır. Unutulmamalıdır ki bu yangınlar iklim krizi kaynaklı, doğal olmayan bir afet dizisidir ve küresel ve bölgesel ölçekteki kömür yakımı en önemli sebebidir.