Ölmez ağaç zeytin bir kez daha tehdit altında. Türkiye’nin zeytinlikleri, bir kez daha madencilik faaliyetleri için yok edilmek isteniyor. 

1 Mart’ta, Maden Yönetmeliği’ne eklenen bir maddenin Resmi Gazete’de yayınlanması ile, zeytinlerin kömür madenciliği için yok edilmesinin önü açıldı. Maddeye göre, “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülebilecek ve bu faaliyetlere ilişkin tesisler inşa edilebilecek. 

Kömür için Zeytine Kıymayın

Bu, zeytinliklerin kömür madenciliği için yok edilmesi ve iklim krizinin ana sebebi olan kömür yakımıyla elektrik üretimine bağımlılığın devam etmesi anlamına geliyor. Çağ dışı, tüm dünyanın terk ettiği bir enerji üretim biçimi için, zeytin ağaçlarımızın yok edilmesi, orman varlığımızın tahrip edilmesi, havamızın kirletilmesi, sağlıklı gıdaya erişim hakkımızın ihlal edilmesi ve iklim krizine karşı kırılganlığımızın arttırılması, kabul edilemez

Üstüne üstlük, bu madde yasaya aykırı. Kamuoyunda Zeytin Yasası olarak da bilinen “3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”a göre,

“Zeytinlik alanlar ve bu alana 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç tesis yapılamaz” 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sesleniyoruz: 

Yasaya aykırı bu maddeyi geri çekin ve zeytinlikleri, ormanları ve diğer doğal alanları yıkıcı madenciliğe kapatın. İklim krizinin sebebi olan bu tehlikeli kömür sevdasından vazgeçin!

Zeytin yaşamdır, gelecek garantimizdir.

Zeytininin yasal koruması, tam 20 yıldır çeşitli yasa ve yönetmelik değişiklikler aracılığıyla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Oysa zeytinliklerimiz,

Dünyadaki zeytinlik alanlarının %8,3’ünü oluşturuyor.

Zeytin ve zeytinyağı üretiminde bizi dünyadaki ilk 5 ülkeden biri yapıyor

159,38 milyon meyve veren ağacı ile, geleceğimiz için gıda ve karbon yutağı anlamında iklim kriziyle önemli bir savunma mekanizması

320 bin aileye geçim kaynağı sağlıyor.

Tüm bunlara, bir de zeytinin önemli bir ihracat kalemi olduğunu, kendine yeten bir üretim ekonomisi için kritik önemde olduğunu ekleyelim. Hane ve ülke ekonomisini geliştiren, yoksullukla mücadeleyi destekleyen bir değer olduğunu da.  Böyle bir varlık iklim krizinin, orman tahribatının ve doğal yaşam varlığının en önemli sebeplerinden madenciliğe kurban edilebilir mi?

Soruyoruz; maden ve enerji şirketleri ayrıcalıklı bir grup mu?

İklim krizinin en önemli sebebi fosil yakıt madenciliği ve kömürden elektrik üretimi iken, cari açığın önemli bir kısmı enerji sektöründen gelmekteyken, kömür; hava, toprak ve su kirliliği ile toplum sağlığını tahrip ederken ve verilen teşviklerle bizi günbegün yoksullaştırırken maden ve enerji sektörünün önü, geri döndürülmez ekolojik ve ekonomik kayıplar vermek pahasına neden açılıyor? 

Türkiye, geçtiğimiz Ekim ayında Paris Anlaşması’nı onaylayarak gerek ülke ölçeğinde, gerekse uluslararası ölçekte iklim kriziyle mücadelede payına düşeni yapma sorumluluğunu ilan etti. Hal böyleyken, kömür için zeytinliklere kıymak, bir an önce dönülmesi gereken, derin bir çelişkidir. 

Tüm ülkenin, barışın ve bereketin simgesi ölmez ağaç zeytin için kenetlenmesi de boşuna değildir. 

Talebimizi tekrarlıyoruz: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, zeytinlerin sonu anlamına gelecek olan bu düzenlemeyi bir an önce geri çekmeli.

Zeytinime dokunma!

İmzacı kurumlar:

Greenpeace Akdeniz

Kuzey Ormanları Savunması

Türkiye Ormancılar Derneği

Yeşil Düşünce Derneği

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Yok Oluş İsyanı

350 Türkiye

Youth for Climate

İklim Öncüleri

TEMA