Türkiye’nin havası en kirli şehri Maraş’ta kömürlü termik santral tehdidi devam ediyor. Maraş halkı her sabaha, bölgelerindeki planlanan veya mevcut bir termik santralle ilgili gelişmelerle başlıyorlar. Bugüne ise, Diler Holding’in Elbistan’da planladığı ve süreci durdurulan kömürlü termik santral projesi hakkında Danıştay’dan gelen bir kararla başladılar. Danıştay, proje hakkında verilen “ÇED olumlu kararının iptali” kararını bozdu ve projenin onay süreci yeniden başladı.

Bilirkişi heyeti: “Projede kamu yararı yok”

Diler Holding’in projesine karşı açılan davada, Maraş İdare Mahkemesi önce bir ara kararla projenin yürütmesini durdurmuş, sonra da bilirkişi heyetinin raporuna dayanarak, “ÇED olumlu” kararını iptal etmişti. Bilirkişi heyeti, yaptığı inceleme sonucunda, projede kamu yararı olmadığını tespit etmişti. Çünkü proje mevcut santrallerin yarattığı hava kirliliğini  görmezden geliyor, bölgenin su varlığını ve tarımsal üretimini tehdit ediyor, proje alanında su baskınları riski yaratıyordu. Mahkemenin verdiği bu kararlar, şirketin projeyle ilgili herhangi bir hamlede bulunamayacağı anlamına geliyor ve projenin onay sürecini durduruyordu. Bu gerek Maraş, gerek Maraş’a komşu şehirler, gerekse de Türkiye için güzel haberdi. Fakat hikaye burada sonlanmadı. Karar temyiz edildi ve Danıştay, 2 Haziran 2020 tarihinde verdiği kararla, yerel mahkemece verilen ÇED olumlu kararını iptal eden kararı iptal etti ve yeniden bilirkişi keşfi istedi. Bilim insanları şimdi, ÇED raporuna göre saatte 550 ton su tüketerek temiz su kaynaklarına zarar verecek, saatte 830 ton kalitesiz linyit yakarak bölgenin havasını zehirleyecek projeyi yeniden inceleyecekler.

Maraş’ta verilen mücadele sağlıklı yaşam hakkı için

Maraş halkı, Diler Holding’in planladığı dahil olmak üzere, bölgedeki mevcut 2 ve planlanan 6 santrale karşı yoğun bir yaşam mücadelesi veriyor. Bölgede yaşayan insanlar seslerini duyurmaya çalışıyor, davalar açıyor, İDK (İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu) toplantıları gibi proje süreci aşamalarında itirazlarını dile getiriyorlar. Çünkü, kömürlü termik santrallerin yaşamlarını nasıl kömür karasına boyadığını çok iyi biliyorlar.

Bölgenin ilk santrali Afşin A 1984’te faaliyete geçti ve günümüzde de Avrupa’nın en kirli ve ölümcül kömürlü termik santralleri arasında yer alıyor. Afşin B santrali ise 2005’te devreye alındı. Bugün de Madde 50 sürecinde kapatılan Afşin A santrali, çevre yatırımlarını yerine getirdiği öne sürülerek yeniden açıldı ve kara dumanlarıyla bölgeyi zehirlemeye devam ediyor. Bölgede halk sağlığı iyiden iyiye tehlikeye atılıyor. Greeenpeace Akdeniz’in 2109’un Mart ayında yayınladığı, Afşin’de Kömürlü Termik Santrallerin Bedeli başlıklı rapor, bu iki santralin şimdiye kadar bölgede toplamda 17 bin erken ölüme neden olduğunu ortaya koymuştu. Rapor, planlanan diğer 6 santralle bu sayının 32 bine çıkacağını öngörüyor. Greenpeace Akdeniz, bölgede termik santrallere karşı mücadele veren “Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu” ile ortak çalışmalar yaparak, kömürlü termik santrallerin Maraş’ın, Afşin’in ve Elbistan’ın yaşam ve temiz hava hakkını savunmaya devam ediyor. Bölgeden insan hikayelerini gün yüzüne çıkarıyor, santrallere karşı hukuki mücadele yürütüyoruz.

Peki kömürlü termik santral planlamak mantıklı mı?

Kömürlü termik santral teknolojisi, gezegenin şu an en büyük çevre ve sağlık sorunlarının başında geliyor. Yol açtığı su, toprak ve hava kirliliği ile bunlara bağlı olarak neden olduğu hastalıklar ve ölümler, yüksek maliyetler, gıda güvenliğine yönelik getirdiği tehdit, susuzluk ve nihayet iklim krizi… Tüm dünyada gelişmiş ülkeler insanların sağlığına mal olan, iklim değişikliğini hızlandıran ve ekonomik olarak da zarara neden olmaya başlayan kömürlü termik santralleri kapatma kararları alıyor. Rakamlara bakıldığında Türkiye’de de kömürlü termik santrallerin verdiği zararlar ortada… Greenpeace Akdeniz’in araştırması, Türkiye’de, bu santrallerin, hiç çalışmadığı halde devletten teşvik aldığını ortaya koydu. Devlet, bacalarına filtre takmayan termik santrallere arızalandığı ve faaliyette olmadığı dönemde toplam 853 milyon TL’lik teşvik verdi. Santrallere verilen bu teşvikler, Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki kurulu gücünü artıracak yatırımlarda kullanılabilir. Böylece hem kamu sağlığını koruyacak hem de ekonomiyi güçlü kılacak adımlar atabiliriz.

Kömürü bırakmamız gerekiyor

Türkiye, 2019 itibariyle dünyada Çin’den sonra en çok kömürlü termik santral planlayan ikinci ülke haline geldi. Kömür artık, sadece Türkiye vatandaşlarının değil, tüm dünyadaki canlıların yaşamını riske atan bir sorun ve bu durum her geçen gün tırmanıyor. Bunun önüne geçmek ise elimizde… Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hızla kömürden çıkışı planlar ve yenilenebilir enerjiye yönelirse Türkiye ileride yenilenebilir enerjide dünyada öncü ülkeler arasına girebilir. Her şey kömürü bırakmakla mümkün.

Onur Akgül
İklim ve Enerji Proje Sorumlusu

Coal-fired Power Plant in Turkey. © Caner Ozkan / Greenpeace
Kömürü Bırak

Kömür kaynaklı enerji üretimi, havayı, toprağı, gıdayı ve suyu tüketiyor. İnsanları sağlığından ediyor, insanların geçim kaynaklarına ve yaşadıkları çevreye zarar veriyor. Bu kirli enerjiye verilen büyük teşvikler ulusal ekonomiyi sarsıyor, cebimizi yakıyor. Kömür, diğer tüm fosil yakıtlarla birlikte, dünyaya karşı en büyük küresel tehdit olan iklim krizinin sorumlusu. İklim değişikliğinin neden olduğu felaketleri durdurabilmek için kömürü hayatımızdan çıkarmalıyız.

Harekete Geç