Kahramanmaraş’ın yakın geçmişteki hikayesini kara bir kalem yazıyor. Bu kara kalem, şehrin havasını, toprağını, suyunu karartıyor. Bu kara kalemin yazdığı kara yazı, 36 yıldır bu şehirde yaşayanları sevdiklerinden ayırıyor, canlarını alıyor. Bu kara yazıyı, kömürlü termik santraller yazıyor.

Şehrin Afşin ve Elbistan ilçelerini içine alan bölge, onlarca yıldır kömürlü termik santrallerin dumanı altında. Şu an faaliyette Afşin A ve Afşin B santralleri, doğa ve insan sağlığı üzerinde büyük tahribat yaratıyor, bölgenin tarım toprağını ağır metal kirliliğine maruz bırakıyor, su kaynaklarını tüketiyor. Tüm bu resme, plan ve onay aşamasında olan 6 kömürlü termik santral daha eklenmek isteniyor. Kahramanmaraş’ın ve Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik süreçte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise projelerin onay organı olarak en kritik rolü oynuyor.

Kömürün kara yazısı: Afşin / Elbistan bölgesinde kanserde 8 kat artış

1984’te, baca gazı filtresi olmadan kamu sahipliğinde faaliyete başlayan bölgenin ilk santrali Afşin A, toplam 16 bacasıyla, o günden bugüne Avrupa’nın en kirli ve verimsiz termik santralleri arasında yer alıyor. Verimsizliği ve bir türlü sonuçlanmayan rehabilitasyon ihaleleriyle kamuyu zarara uğratmada yıldızlı pekiyi alan santralin elleri aslında pek de armut toplamıyordu. Yakılan düşük kalite linyitin neden olduğu kirlilik, toplum sağlığı üzerindeki etkilerini göstermeye başlamıştı. 

17 Mayıs 2001’de, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Elbistan Sağlık Grup Başkanlığı, Ankara Onkoloji Başhekimliği’nden bölgedeki kanser hastalarıyla ilgili bilgi talebinde bulunuyor. Hastane’den Elbistan Sağlık Grup Başkanlığı’na verilen cevapta yer alan tablo çok çarpıcı. 

Ankara Onkoloji Hastanesi’nin 2001 senesinde hazırladığı rapordan. Kaynak: Afşin Elbistan Santrali’nin Çevresel Etkileri. Mehmet Ekici – Yüksek Lisans Tezi

Rapora göre, Afşin Elbistan çevresinden Ankara Onkoloji Hastanesi’ne kanser tanısıyla giden insanların sayısında 1980’ler ve 1990’lar ortalaması arasında ciddi bir fark mevcut. Tanı sayısı, 1980’lerde yılda ortalama 10-12 kişi iken; Afşin A santralinin faaliyete geçişinin 5. Senesinde (1989) 8’den 59’a fırlıyor. 1990’lı yıllarla beraber ise bölgenin kanser vakası ortalaması 80’e çıkıyor. 1984 ile 1993 arasındaki dönemdeki artış 8 kattan fazla. Bu artışın tek kaynağı Afşin A santralidir demek zor olsa da, o yıllarda santralin çevreyi yoğun bir şekilde kirlettiği; yine aynı dönemlerde düşük kalorili linyit kömürünün konutlarda ısınma amaçlı kullanıldığı unutulmamalıdır. Ayrıca Afşin-Elbistan’da, santralleri çıkarırsanız sanayi kökenli kirlenme yok denecek kadar azdır. Santrallerin dışında bölgenin en büyük sanayi tesisi Elbistan Şeker Fabrikası’dır.

Afşin A santrali. Kaynak: marasmanset.com

Santral, kamuoyunda “havayi kirletme izni” olarak bilinen ve santrallere filtre dahil çevre yatırımlarını 2 yıl erteleme olanağı tanıyan yasa tasarısı kapsamına alınmıştı. Fakat temiz hava hakkı savunucularının ve sivil toplum hareketlerinin mücadelesi sonucu santral 2020 başında kapatılmıştı. Santral 6 ay kapalı kaldıktan sonra Haziran 2020’de yeniden açıldığında, santralle özdeşleşen kara duman manzarasında bir değişiklik olmadı.

Afşin A santralinin, Çelikler Holding döneminde “filtre takılarak çevre mevzuatına uygun hale getirilmiş” görüntüsü – Temmuz 2020

Afşin B ile el yükselten kömür: 17 bin erken ölüm

Afşin A, bölgede yaşananların başlangıç adımıydı. Sırada ikinci santral, Afşin B vardı. Santralin ÇED raporu, ancak Afşin A santraline baca gazı kükürt filtresi (FGD) takılması koşuluyla onay alabilmişti. Afşin B, 2006 yılında, Afşin A’ya filtre takılmadan faaliyete geçti. Yani bölgeye inen ikinci santral darbesi yola daha en başından usulsüzlükle çıkmıştı. Afşin B usulsüz bir kömürlü termik santral olarak 15 yıldır bölgeyi kirletiyor

Afşin A’dan farklı olarak Afşin B’de kükürt filtre sistemi bulunuyor. Fakat yakılan linyitin kalorisi düştüğünde sistem devre dışı kalıyor, filtreler sadece kül tutuyor ve zehirli gazlar aynen A’da olduğu gibi çevreye salınıyor.

Çeşitli raporlarda, araştırmalarda santrallerin yarattığı tespit edilen kirliliğin insan hayatı üzerinde de etkileri var. Greenpeace Akdeniz’in Mart 2019 tarihli, Afşin’de Kömürlü Termik Santrallerin Bedeli başlıklı raporu, bu etkilere ışık tutuyor. Santrallerin yarattığı PM (parçaçık madde), kükürt dioksit (SO2) ve azot oksitlerin (NOx) sağlık etkilerinin incelendiği rapor, Afşin A ve Afşin B santrallerinin, 1984’ten bu yana toplam 17 bin erken ölüme neden olduğunu ortaya koydu. Rapor, bu santraller devre dışı bırakılmaz ve planlanan 6 santral daha devreye alınırsa, insan hayatı üzerinde göz göre göre yaratılacak etkiyi de önceden haber veriyor: Planlanan santraller iptal edilmezse, 1984’ten santrallerin planlanan işletme ömrünün sonuna kadar, kömürden elektrik üretimi 32.000 erken ölüme neden olmuş olacak.

Solda Afşin B ve sağda Afşin A santrali. Kaynak: marasmanset.com

Soru şu: Bu santraller 17 bin insanın erken ölümüne değdi mi? 32 bin insanın erken ölümüne değecek mi? Cevabı Afşin A santralinin hemen dibinde yaşayan Nahide Sümbül’den dinleyin.

Yeni santraller: onay yok, kamu yararı yok, inat var

Şehrin yakın tarihini derinden etkileyen kömürlü termik santrallerin, bunu gelecekte de sürdürmesi olası görünüyor. Sebebi, tüm bu karanlık tabloya rağmen bölgede 6 yeni santral planının daha olması. Bunlardan 3 tanesi günümüzde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gözetimindeki onay süreçlerinden geçmeye çalışıyor ve büyük tartışmalara neden oluyor. Diğer 3 tanesinde (Afşin D, Afşin E ve Afşin G) ise henüz bir gelişme yok. 

Bunlardan, Diler Holding tarafından planlanan “Diler Elbistan Termik Santrali”’nin ÇED olumlu kararı, bilirkişi raporunun bulgularına dayanılarak mahkeme tarafından iptal edilmişti. Bilirkişi heyeti, yaptığı inceleme sonucunda, projede kamu yararı olmadığını tespit etmişti. Çünkü proje mevcut santrallerin yarattığı hava kirliliğini  görmezden geliyor, bölgenin su varlığını ve tarımsal üretimini tehdit ediyor, proje alanında su baskınları riski yaratıyordu. Fakat Danıştay, proje hakkında verilen “ÇED olumlu kararının iptali” kararını bozdu ve uzmanların ve yerel mahkemenin kamu yararı bulmadığı projenin onay süreci yeniden başladı.

Bir diğeri, Anadolu Enerji tarafından planlanan “Elbistan Termik Santrali”. Santralin ÇED süreci, hepimizin gözleri önünde bir yol verme hikayesi olarak işletiliyor. Karayolları, bölgede bulunan ve Sivas iline ulaşımı sağlayacak olan yol projesinden ötürü projeye karşı çıkıyor. Devlet Su İşleri, bölge için hayati önemdeki sulama projesini olumsuz etkileyeceği için projeye karşı çıkıyor. Bu sebeplerden ötürü projenin ÇED raporu tam 3 defa İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantılarında reddediliyor, fakat şirkete ÇED raporunu düzeltmesi için 4 defa ek süre tanınıyor. Bu hikaye tam 5 yıldır devam ediyor.

Ve Afşin C. EÜAŞ tarafından planlanan projenin ÇED raporu da ilk İDK toplantısında reddedilmiş, ikinci toplantıdan sonra ise ÇED olumlu kararı almıştı. Projenin İDK toplantılarına, yöre halkı ve uzmanlar itirazlarını dile getirdi. Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven de ilk iDK toplantısına katılarak projeye olumsuz görüş bildirdiklerini, “Afşin C santralinin güven vermediğini” ifade etmişti. 

Halkın, sivil toplumun ve hatta belediyelerin karşı çıktığı bu projelerin toplum sağlığı üzerindeki etkisi de yine Greenpeace Akdeniz tarafından hazırlanan raporda öngörülüyor: bölgede planlanan 6 ek kömürlü termik santral (Afşin C, D, E, G, Diler Elbistan ve Elbistan) ekonomik ömürleri boyunca toplam 12.400 erken ölüme neden olacak. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kamu yararı ve toplum sağlığı için bu projeleri reddetmesi, bölgeyi tehdit eden tüm kömürlü termik santral projelerini iptal etmesi, mevcut santraller için ise acil bir aşamalı devreden çıkarma planı hazırlaması gerekiyor. 

Bu yoldan dönelim, Maraş nefes alsın

Ne Türkiye ne de Kahramanmaraş kirli, pahalı ve ölümcül bir enerji kaynağı olan kömüre mecbur. Coğrafyamızın barındırdığı yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları ihtiyacımız olan enerjiyi fazlasıyla sağlayabilir. Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın yayınladığı “2014 – 2023 Bölge Planı”nda da bu potansiyele Kahramanmaraş özelinde işaret ediliyor (sf. 56 – 57):

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na göre TR63 Bölgesi’nin tamamı orta ve üst düzey derecede üretime elverişli bölgeler olarak görülmektedir. Bu haritaya göre Kahramanmaraş ilinde kuzey bölgeleri, Osmaniye ilinin doğu kesimleri ve Hatay ilinin batısında toplam güneş radyasyonu yıllık 1.650-1.750 KWh/m2 olarak hesaplanmıştır. Bölgenin diğer yörelerinde ise bu veri yıllık 1.550- 1.650 KWh/m2 arasında değişmektedir. 

Kaynak: Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın yayınladığı “2014 – 2023 Bölge Planı”

Türkiye bu kirli kaynağı istemiyor da. Santral bölgelerinde yaşayan insanların anlattığı kömür hikayeleri, ülkenin dört bir köşesinden insanın kömürü reddettiğini gösteriyor. Karar vericilerin de bu gerçekle bir an önce yüzleşmesi ve kömürden çıkışı masaya yatırması gerekiyor. 

Onur Akgül
İklim ve Enerji Proje Sorumlusu