Düşmeyen Karlar

Kartopu oynamadan geçirdiğim tek bir kış bile yoktu çocukluğumda, 1980’lerin İstanbul’undan bahsediyorum. Günlerce kar kalkmazdı sokaklardan…

Bizim için oyun demek olan bu beyaz örtünün, büyükler için yaşamsal bir anlamı vardı: yazın daha az su sıkıntısı çekecektik. Bugünden bakınca o zamanları özlemle hatırlıyorum, son beş yıldır yaşadığımız kuraklık o yılların rahatlığını kıskandırıyor.

Kırklareli’nde kış kuraklığı/2023

Büyük şehirlerin baraj doluluk oranları, birbiri ardına kırılan sıcaklık rekorları, obruk obruk çöken ovalar, yangınlar, seller, hasat edilemeyen ekinler… Hiçbiri Tuz Gölü’nde susuzluktan can veren yüzlerce allı turna yavrusu kadar dokunmadı bana.

Henüz bir şekilde yaşamaya devam edebiliyoruz, bugünü kurtarmak için yarından çalarak alıştığımız konforu sürdürebiliyoruz. Konumu bakımından bizim kadar şanslı olmayan ülkelerdeyse yüz milyonlarca insan yurtlarını terk edip savaşa ve sefalete maruz kaldı.

Doğa acı çekiyor. İki yıl önce Muğla’da aylar süren orman yangınları, 178 bin hektar, yani 1 milyar 780 milyon metrekare araziyi çıplak bıraktı. Popüler ölçü ile ifade edecek olursak, yaklaşık 250 bin futbol sahası, tüm İstanbul’un yaklaşık 5’te 1’i büyüklüğünde bir alan. Bugün Marmaris’teki sellerle binlerce ton orman toprağı Akdeniz’e karıştı. Dünyanın her noktası, iklim değişikliğinin sonucu olan aşırı hava olaylarının etkisi altında.

Muğla orman yangını/2022

Bilim insanlarının konuyla ilgili görüşü ise ortak: İklim değişikliğinin temel sebebi sera gazları. Atmosfere yayılan bu parçacıklar, ısıyı dünyaya geri yansıtıp, 12 bin yıllık ılıman iklim dengesinin bozulmasına neden oldu. Nereye gittiğimizi kimse bilmiyor, tek gerçek felaketlerin her geçen gün çoğaldığı.

Sera gazlarının dörtte üçünden fazlasını fosil yakıtlar oluşturuyor. Sanayi devriminden bu yana ulaşım, üretim ve ısınma için kullandığımız yakıtlarla, insanlığın içinde yetiştiği bu konuksever çağa son verdik.

Karbon moleküllerinin sera etkisi yarattığı, 200 yıldır bilinmesine rağmen birileri, bu alandaki araştırmaları örtbas etmeyi ve insanların dikkatini başka yöne çekmeyi başardı. Fakat günümüzde iklim değişikliğinin sonuçlarını o kadar yakından ve kuvvetle hissediyoruz ki, bahsettiğim ‘birileri’ ağız değiştirmek zorunda kaldı.

Milyarlarca insanın ve tüm diğer duyarlı varlıkların çektiği bunca acı pahasına, bu düzenden en çok kâr eden, sömürgecilik üzerine kurulu fosil yakıt şirketleri, tarihleri boyunca onlarca büyük felakete sebep oldu ve pek azının sorumluluğunu üstlendi. Hükümetlerin göz yummaya devam etmesi ve yasalardaki boşluklar nedeniyle bu şirketler, para cezalarını ödeyerek yola devam etti ve sonucu da iklim çöküşü oldu.

Sektörün en büyük küresel oyuncularından olan Shell, son 50 yılda atmosfere Türkiye’nin 3 katından fazla karbon saldı. Marka algısını yeşile boyamak adına yenilenebilir enerji yatırımlarından bahsederken, Penguin petrol sahasını genişletmek amacıyla, son teknoloji sondaj platformu FPSO (Yüzer Üretim Depolama ve Boşaltma) ünitesini devreye sokmaya hazırlanıyor.

2 Şubat Perşembe günü Shell, 2022 yılının kâr raporunu açıklayacak. Eşi görülmemiş başarılarını muhtemelen çok çalışmalarına, insanlığa olan inançlarına bağlayacaklar ama düşmeyen kârlarının sırrı, kendi halinde yaşamaya çalışanlardan çaldıklarıdır.Kârlılıklarının sırrı, sömürdükleri emeğimiz, sağlığımız ve yaşama sevincimizdir.

Bu adaletsizliğe dikkat çekmek için dört aktivist, Kuzey Atlantik Okyanusu’nda nakil halindeki FPSO platformuna tırmandık ve kampımızı kurduk. Önümüzdeki günlerde başımıza gelecekleri bilmiyoruz ama harekete geçmemenin bedeli çok daha ağır. Sondaj ekipmanlarının tepesinden Shell’e sesleniyoruz: “SONDAJI DURDUR! KİRLETTİĞİNİ ÖDE!”

Yakup Çetinkaya,

01 Şubat 2023